Eğitim İzleme Raporu 2024

ERG olarak 2007’den bu yana eğitim alanında yaşanan gelişmeleri izliyor, değerlendirmelerimizi Eğitim İzleme Raporları aracılığıyla paylaşıyoruz. EİR 2024, son yıllarda yaşanan çoklu krizlerin eğitim sistemi üzerindeki kısa, orta ve uzun vadeli etkilerini birçok açıdan ele alıyor.

ÖNSÖZ

Bir Velinin Gözünden Ekonomik Krizin Eğitime Etkisi


Nitelikli Eğitimi İzlemek için Temel Göstergeler



Eğitimde Yönetişim




Öğretmenler




Ekonomik Kriz ve Eğitim

SONSÖZ

MESEM'li Öğrenciler Anlatıyor

Eğitim İzleme Raporu 2024 (EİR 2024), eğitim politikalarını “Nitelikli Eğitimi İzlemek için Temel Göstergeler”, “Eğitimde Yönetişim”, “Öğretmenler” ve “Ekonomik Kriz ve Eğitim” başlıkları altında değerlendiriyor.

Bir önceki eğitim-öğretim yılının iki önemli gündem maddesinden olan ekonomik krizin ebeveynlerin eğitim harcamalarına etkileri ve mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilerin deneyimleri, bu rapor kapsamında hazırlanan önsöz ve sonsöz aracılığıyla ele alınıyor.

Bu yayına şu şekilde referans veriniz: Kesbiç, K., Korlu, Ö., Gencer, E. G., Terzi, G. N. ve Arık, B. M. (2024). Eğitim izleme raporu 2024. Eğitim Reformu Girişimi. https://www.egitimreformugirisimi.org/egitim-izleme-raporu-2024

2023-24 eğitim-öğretim yılında öne çıkan gelişmeler, aşağıdaki şekilde kronolojik sırayla gösteriliyor. EİR 2024, bu gelişmelerden bazılarını derinlemesine değerlendirebilmek için birbiriyle bağlantılı dört bölüm olarak kurgulandı. ERG, yeni öğretim programlarıyla ilgili değerlendirmelerini çeşitli yayınlar hâlinde (* * * * *) paylaşmıştı. Bu nedenle, EİR 2024 içerisinde öğretim programları, yönetişim ve öğretmenler bölümü altındaki değerlendirmeyle sınırlı tutuldu.

Şekil: 2023-24 Eğitim-Öğretim Yılında Öne Çıkan Gelişmeler

Nitelikli Eğitimi İzlemek için Temel Göstergeler

Nitelikli Eğitimi İzlemek için Temel Göstergeler

Eğitim İzleme Raporlarının temel amaçlarından biri, çocukların nitelikli eğitim hakkının güvencede olmasına yönelik mevcut durumun ve ihtiyaçların tespiti için kamuoyuyla paylaşılan verileri derleyip eğitim izleme göstergelerine dönüştürmektir. EİR 2024’te temel göstergeler, eğitim hakkının güvence altına alınmasıyla ilişkili üç başlık altında değerlendiriliyor:

Tüm çocukların örgün eğitim kurumlarına kayıtlı olması ve nitelikli eğitime adil erişimin sağlanması
Tüm çocukların ihtiyaçlarına cevap veren nitelikli ve kapsayıcı eğitim ortamlarının kurulması
Tüm çocukların temel becerilere sahip olması ve öğrenme yoksulluğunun önüne geçilmesi

Eğitim Dışındaki Çocuklar

Grafik: Yaşa Göre Zorunlu Eğitimin Dışında Kalan Çocuk Oranı

Kaynak: Tunca, vd. (2022), Gencer, vd. (2023) ve MEB, (2024) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.

2023-24 eğitim-öğretim yılında, zorunlu eğitim çağında olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocukların %3,9’u, yani yaklaşık 612 bin 814 çocuk eğitim dışındadır. Bu çocukların %53,6’sı oğlan, %46,4’ü kız çocuktur. Eğitim dışındaki çocukların sayısına yaş gruplarına göre bakıldığında, en büyük grup %73,9’la 14-17 yaş aralığındadır.

Türkiye genelindeki durumu gösteren yaşa göre net okullulaşma oranları, eğitim dışında çocuklara yönelik müdahaleler tasarlanırken 15-17 yaş grubuna odaklanılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu grubun illere göre nasıl dağıldığını incelemek, yerel müdahalelerin tasarlanması için önemlidir. 15-17 yaş grubunda eğitim dışındaki çocuk oranının en yüksek olduğu il %35,6 ile Muş’tur. Ağrı (%32,4) ve Gümüşhane’de (%28,7) de 15-17 yaş grubundaki neredeyse her üç çocuktan biri eğitim dışındadır. Genel olarak bakıldığında 15-17 yaş grubunda eğitim dışındaki öğrenci sorununun Orta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yoğunlaştığı görülüyor.

Grafik: İllere Göre 15-17 Yaş Grubunda Eğitim Dışındaki Çocuk Oranı, 2023-24

Kaynak: MEB (2024) ve TÜİK (2024, 6 Şubat) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.

Grafik: Kız Çocukların Yaşa Göre Net Okullulaşma Oranları

Kaynak: MEB, 2024.

Okulda olmayan kız çocuklar Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evlilik (ÇYEZE) riski altındadır. Bu riskin ergenlikle birlikte arttığı da düşünüldüğünde, belirli yaş gruplarındaki kız çocukların yaşa göre net okullulaşma oranlarının izlenmesi, ÇYEZE riskinin hangi illerde daha yüksek olduğu konusunda fikir verebilir. Muş’ta hem 17 hem de 16 yaşındaki her üç kız çocuktan birinin eğitim dışında olduğu görülüyor. Siirt, Bitlis ve Ağrı’da da 17 yaşındaki her üç kız çocuktan biri eğitim dışındadır. ÇYEZE ile mücadele kapsamında bu illerin yakından izlenmesi önemlidir.

Okula kayıtlı olmak, çocukların nitelikli eğitime eriştiği anlamına gelmiyor. Nitelikli eğitim hakkının izlenmesi, sadece okullulaşma oranlarıyla sınırlı kalmamalı; bunun yanı sıra devamsızlık, sınıf tekrarı ve okul terki göstergeleriyle de izlenmelidir. Bu göstergelerin takip edilmesi, nitelikli eğitim hakkının gerçekleşip gerçekleşmediğini ve eğitime erişimin gerçekten sağlanıp sağlanmadığını değerlendirmek açısından kritiktir.

Erken Çocukluk Eğitimi

Erken çocukluk eğitimi (EÇE); çocuğun iyi olma hâli, eğitimde fırsat eşitliği ve akademik kazanımlar açısından kritik olmasına rağmen, Türkiye’de hâlâ zorunlu ve ücretsiz eğitim kapsamında değildir. Ekim 2023’te yapılan değişiklikle, çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla resmi okulöncesi eğitim kurumlarının katkı payı almasına izin verildi. Bununla bağlantılı olarak, 2023-24’te okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısı 2 milyon 55 bin 350’den 1 milyon 954 bin 202’e düştü.

Grafik: Okulöncesi Eğitimde Toplam Öğrenci Sayısı ve Net Okullulaşma Oranları

Kaynak: 2022-23 ve öncesindeki veriler Gencer, vd. (2023)'den ve 2023-24 verileri ise MEB (2024)'den alındı.

Tüm Çocukların Temel Becerilere Sahip Olması

Lise mezunlarının yükseköğretime ve/ya istihdama katılımı göstergeleri de temel becerilere yönelik çıkarım yapmada kullanılabilir. Bu çerçevede son iki yılın Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleşme sonuçları incelendiğinde, son sınıf düzeyinde başvuran her üç öğrenciden birinin yerleşebildiği görülüyor. Son sınıf düzeyinde başvuranlardan bir yükseköğretim kurumuna yerleşenlerin oranı YKS 2022’de %30,1, YKS 2023’te ise %32,3’tür. YKS 2023’e giren ve başvuru yapan sosyal bilimler lisesi öğrencilerinin %67,3’ü bir yükseköğretim kurumuna yerleşti. Yerleşme oranı en düşük program türü ise %21,3 ile meslek liseleri ve teknik liselerdir. Bu durum, her beş meslek lisesi ve teknik lise öğrencisinden birinin yükseköğretim kurumuna yerleşebildiği anlamına geliyor.

Grafik: YKS’ye Son Sınıf Düzeyinde Başvuranların Bir Yükseköğretim Kurumuna Yerleşme Oranları

Kaynak: MEB (2023) ve MEB (2024) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
Açıklama: Seçili program türlerindeki yerleşme oranlarını gösteriyor. Açıköğretim programlarına yerleşen öğrenciler hesaplamaya dahil edilmedi. Yerleşme oranlarına sınavsız geçişler de dahildir.

Ne Eğitimde Ne İstihdamda (NEET) Olan Gençler

Türkiye’de 18-24 yaş grubundaki neredeyse her üç gençten biri (%29,0) NEET iken AB ortalamasında bu oran sekizde birdir (%12,1). Aslında 18-24 yaş grubu NEET erkeklerin oranları karşılaştırıldığında Türkiye’nin oranı AB ortalamasını yakalayabiliyor: 2023 verilerine göre Türkiye’de oran %19,4, AB ortalaması ise %12,3’dir. Farkın toplam oranlarda çok daha yüksek olmasının nedeni ise Türkiye’de 18-24 yaş NEET kadınların oranının çok yüksek olmasıdır. AB ortalaması %12,0 iken Türkiye’de 18-24 yaş NEET kadınların oranı %39,1’dir. Kadınların NEET oranlarının yüksekliği, eğitim sonrası işgücü piyasasına katılımlarını destekleyecek mekanizmaların eksikliğine, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı baskılara ve yeterli eğitim olanaklarının sağlanmamasına işaret edebilir.

Grafik: Doğum Yerlerine Göre 18-24 Yaş Grubu NEET Gençlerin Oranı (%)

Kaynak: Eurostat, t.y.a..

Eğitimde Yönetişim

Eğitimde Yönetişim

MEB Stratejik Planı’nda Misyon, Vizyon ve Temel Değerler

2024-2028 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı, önceki dönemlerde ele alınan temaları büyük ölçüde korurken planın misyon, vizyon ve temel ilkelerinde değişikliğe gidilmesi dikkat çekiyor. 2019-2023 Stratejik Planı’nda misyon, “öğrenmeyi bir yaşam tarzı hâline getiren, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamak” üzerinden tanımlanıyor ve eğitimin bir birey olarak çocuğa katacakları üzerinde duruluyordu. 2024-2028 Stratejik Planı’nda ise çocuğun gelişiminin desteklenmesi misyonu korunmasına rağmen, ülkenin manevi beklentilerinin ve maddi ihtiyaçlarının karşılanması gerekliliği de belgeye ekleniyor ve bir önceki planın misyonlarından uzaklaştığı görülüyor.

Millî Eğitim Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Planı’nda vizyon ve temel değerlerin de değiştiğini vurgulamak gerekiyor. 2019-2023 Stratejik Planı’nda “hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler” yetiştiren bir eğitim sistemi vizyon olarak belirlenirken yeni planda “Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek nesiller” yetiştirecek bir eğitim sistemi hedefleniyor. Temel değerler açısından, önceki planda yer alan insan hakları, demokrasi, bilimsel düşünce, yenilikçilik ve meslek etiği gibi ilkeler yeni planda yer almazken bunların yerine fırsat eşitliği, din, ahlak ve değerler bağlılığı, hukuk ve adalet ile vatanseverlik gibi yeni değerler eklendi. Buna ek olarak, “millî, manevi ve kültürel değerler”le ilgili vurgunun, öğrenme materyallerinin ve eğitim süreçlerinin ihtiyaç ve stratejileri arasında her kademede ve okul türünde tekrar edildiği de gözlemleniyor.

Öğretmenler

Öğretmenler

Küresel Öğretmenlik Krizi

Öğretmenlik mesleğinin çekiciliği her yıl giderek azalıyor ve eğitim sistemleri adayları öğretmenlik mesleğine çekmekte ve meslekte tutmakta zorluk yaşıyor; tüm dünyada öğretmenler mesleği bırakıyor.

Küresel veriler 2022’de ilkokul öğretmeni işgücünde azalma oranının %9,06, ortaokul içinse %5,71 olduğunu gösteriyor. Öğretmenlere İlişkin Küresel Rapor’a göre öğretmen açığının önü alınamazsa, 10 ülkeden yalnızca dördünde 2030’da tüm çocukların ilkokula gitme ve mezun olma hedefini gerçekleştirebilecek sayıda öğretmen olacak.
Türkiye öğretmen işgücünde azalmayı sorun olarak yaşamayan sayılı ülkelerdendir; Türkiye’de öğretmen işgücünde azalma oranının %2-2,4 civarında olduğunu gösteriyor. İstihdam verileri Türkiye’de öğretmenlerin meslekte kalmayı tercih ettiğine işaret ediyor.

Türkiye'de Öğretmenler

Öğretmen işgücünde azalma yaşanmaması, öğretmen açığı olmadığı anlamına gelmez; bu ayrımın vurgulanması önemlidir. Türk Eğitim-Sen’e göre 2024’te 69 il valiliğinden gelen veriler norm kadro açığının 91 bin 484 olduğunu gösteriyor. MEB tarafından yapılan sözlü bir açıklamada ise 2024’te norm fazlası öğretmen sayısının 104 binden fazla, öğretmen açığının ise 60 bin olduğu belirtildi.

Yeterli öğretmen bulunmayan branşlar için geçici bir çözüm olarak getirilen ücretli öğretmenlik istihdamı, gelinen noktada Türkiye’de eğitim sisteminin öğretmen talebinin giderilmesinde temel bir mekanizmadır. Ücretli öğretmen sayısı Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre 2023-24’te 71 ilde toplam 66 bin 780’di.

Öğretmen maaşları, öğretmenlerin ekonomik durumunun belirleyici olmasının yanında bir ülkede kaynakların aktarımında öğretmenlerin önceliklendirilme durumunun da yansımasıdır. Türkiye’de çalışılan kademe ve deneyim süresi öğretmen maaşları açısından önemli bir fark yaratmıyor. Dolayısıyla, öğretmenlerin mesleğe başlama maaşlarıyla alabilecekleri en yüksek maaş arasında çok az fark bulunuyor. Türkiye’de mesleğe MEB kadrolarında yeni başlayan bir öğretmen ile o kademede mümkün olan en yüksek maaşı alan bir öğretmenin maaşları arasındaki fark her kademede (ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim) %9’dur (OECD Ortalaması %64-65).

Grafik: Ortaöğretimde Mesleğe Yeni Başlayan Öğretmenle Mümkün olan En Yüksek Maaş Alan Öğretmenin Maaşları Arasındaki Fark (%)

Kaynak: OECD, t.y.b

Öğretmenlerin mesleklerine duydukları ilgi ve öğretmeye duydukları motivasyon hayati önem taşıyor. Bu nedenle gerek resmi okullarda gerekse özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin iyi olma hâllerinin desteklenmesi; bu amaçla maddi ve maddi olmayan kaynaklarının çoğaltılmasının ve mesleki tatminlerinin sağlanmasının eğitim politikalarının önceliği olması gerektiği açıktır.

Ekonomik Kriz ve Eğitim

Ekonomik Kriz ve Eğitim

Çalışan Çocuklar ve Ev İçi Emek

2023’te 15-17 yaş grubundaki kızların işgücüne katılım oranı %11,5’ken, oğlanlarda aynı yaş grubundaki oran %32,2’dir. 14-17 yaş grubundaki kız çocukların oğlanlara kıyasla neredeyse benzer oranlarda eğitim dışında olduğu, ancak işgücüne oğlanlara kıyasla daha düşük oranlarda katıldığı düşünüldüğünde, kız çocukların nerede olduğu ve neden eğitim dışına çıktığı önemli bir sorudur. Türkiye Çocuk Araştırması 2022’ye göre, kız çocuklar; bulaşık yıkamak, ev temizlemek, yemek pişirmek, çocuklara bakmak ve çamaşır yıkamak gibi sadece ev içinde gerçekleşen ve bu nedenle “görünmez emek” olarak adlandırılan ve işgücü istatistiklerinde yer almayan faaliyetlerle daha çok meşguller.

Eğitim Harcamaları

Türkiye’de eğitim harcamalarının önemli bir bölümü kamu kaynakları tarafından finanse edilse de, hanehalkı eğitim harcamalarının tüm eğitim harcamalarına oranı sıralamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında Kolombiya ve Şili’nin ardından %15’le Macaristan’la birlikte üçüncü sıradadır. Türkiye’de bireysel eğitim harcamaları gelire göre %20’lik gruplara göre değerlendirildiğinde, en düşük yüzde %20’lik gelir kesiminde yer alanlar tüm hanehalkı eğitim harcamalarının yalnızca %1,5’ini gerçekleştirirken orta sınıf olarak adlandırılan ve üçüncü %20’lik kesimde yer alan haneler tüm harcamaların %11,3’ünü, en üst %20’lik dilimde yer alan haneler ise tüm eğitim harcamalarının %63,1’ini yapıyor.

Eğitim seviyesinin kuşaklararası aktarımı oldukça yüksek seviyededir. Örneğin, kendisi 14 yaşındayken  annesi üniversite mezunu olanların %83,5’i de üniversite mezunuyken, %13,7’si ortaöğretim mezunu ve %2,7’si ortaöğretim ve altı kademelerden mezundur. Kendisi 14 yaşındayken annesi ortaöğretim altı mezuniyet derecesine sahip kişilerde ise üniversite mezuniyeti %21,9, ortaöğretim mezuniyeti %21,9 ve ortaöğretim altı mezuniyet oranı ise %56,3’tür.

Eğitime Karşı İsteksizlik

Gerek ortaöğretim gerekse üniversite eğitiminden ayrılan öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor. Eğitime karşı isteksizlik, eğitim için gerekli masraflarda görülen artış ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüş bu artışın arkasındaki önemli nedenler olarak dikkat çekiyor. 2002-2015 yılları arasında üniversite mezunlarının ortalama maaşı asgari ücretin iki buçuk katıyla üç buçuk katı arasında değişiyordu. Ancak, 2016 itibarıyla başlayan sert düşüş eğilimiyle birlikte 2022’de üniversite mezunlarının ortalama geliri asgari ücretin bir buçuk katına kadar geriledi.

Eğitim dışına çıkan öğrenci sayısının azaltılması için var olan sosyal politika uygulamalarında güncellemelere ihtiyaç var; ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği bu konuda öne çıkan uygulamalar arasında. Gerek eğitim çıktıları gerekse eğitim ortamlarının niteliğinde bölgeler arasında önemli farklar var; dezavantajlı bölgelerde yer alan okulların önceliklendirilmesi, her çocuğun nitelikli eğitime erişimi için gereklidir. Tüm eğitim paydaşlarının iyi olma hâllerinin önceliklendirilmesi, tüm paydaşların karar alma süreçlerine katılımının sağlanması ve süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, krizlere karşı dayanıklı ve kapsayıcı bir eğitim sistemi için elzemdir.

ERG Sözlük

ERG Sözlük

Bütünsel Okul Yaklaşımı

Bir okul topluluğunun (öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri, destek personelleri, veliler ve diğer dış paydaşlar vb.) ihtiyaçlarının yalnızca öğrenme programları kapsamında değil, tüm okul ve öğrenme ortamıyla birlikte ele alınmasını amaç edinen bir stratejidir. Bu strateji okul topluluğu içinde ve topluluğun katkılarıyla, öğrencilerin öğrenimini, davranışını ve refahını iyileştirmek için yapılan kolektif çabayı amaçlar.

Kaynak:

Örgün Eğitim

Belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla, okul çatısı altında düzenli olarak yapılan eğitimdir.

Kaynak:

    • MEB, 2024.

Sosyal Kapsayıcılık Endeksi

"Sosyal kapsayıcılık endeksi, sosyoekonomik arka plana göre öğrencilerin okullar arasında homojen dağılıp dağılmadıklarını anlamaya yardımcı olur. 0-100 aralığında bir değerlendirme aralığına sahip olan sosyal kapsayıcılık endeksinde de, 100’e yakın sonuçlar okulların çeşitli sosyoekonomik arka plana sahip öğrencilerden oluştuğunu gösterirken 0’a yakınsayan sonuçlar okulların benzer sosyoekonomik arka plana sahip öğrencilerden oluştuğunu ortaya koyar."

Kaynak:

Zorunlu Eğitim

Devlet tarafından belirlenen süre boyunca çocukların eğitim almasının zorunlu olduğu süreyi ifade eder. Türkiye'de zorunlu eğitimin süresi, 2012 yılında kabul edilen 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte, 12 yıl olarak belirlendi. Bu çerçevede 6-17 yaş grubu çocuklar zorunlu eğitim çağındadır. Öğrenciler, 22 yaşına kadar örgün ortaöğretim kurumlarında eğitimlerine devam edebilir. Zorunlu eğitim çerçevesinde, veliler çocukları zorunlu eğitime göndermekle yükümlüdür. Bu sorumluluk yerine getirilmedinde idari para cezası uygulanır.

Kaynak:

 

Bu İçerikler İlginizi Çekebilir
2024-öğretim-programları-inceleme-raporu
türkiye-yüzyılı-maarif-modelinin-amacını-anlamak
2025e-doğru-göstergelerle-eğitimde-fırsat-penceresi
1 2 3 4 11 12 13
Skip to content