- Eğitim İzleme Raporu
- 23 Kasım 2023
Eğitim İzleme Raporu 2023’te (EİR 2023), eğitim politikaları iki ayrı bölümde inceleniyor. İlk bölümde ERG’nin uzun yıllardır düzenli olarak izlediği eğitim izleme göstergeleri yer alıyor. “Krizler Çağında Eğitim” başlıklı ikinci bölümde ise COVID-19’un ve 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin eğitime etkileri ile içinde bulunduğumuz çoklu krizler dönemi eğitim çerçevesinde ele alınıyor.
https://www.egitimreformugirisimi.org/wp-content/uploads/2023/12/EgitimIzlemeRaporu2023.pdf
Eğitim İzleme Göstergeleri 2022-23
Eğitim izleme göstergeleri, eğitimdeki gelişmelerin değerlendirilmesi, ihtiyaçların tespit edilmesi ve bunlar doğrultusunda politikalar üretilirken kaynakların etkili ve verimli şekilde kullanılması için gereklidir. ERG de 2008’den beri yayımladığı Eğitim İzleme Raporları’nda çeşitli kaynaklardan derlediği nicel verileri eğitim izleme göstergelerine dönüştürüyor. Acil durum ve krizlerde bilgi, ihtiyaçları karşılamak için gerekli olduğu kadar bir ihtiyaç olarak da öne çıkıyor. Bu dönemlerde durumla ilgili düzenli bilgi almak, bu bilgiyi işleyerek müdahale programlarına dönüştürmek ve geliştirilen müdahalelerin etkisini değerlendirmek için eğitim izleme faaliyetleri ve göstergeleri en başından acil durum veya krize müdahalenin bir parçası olmalıdır.
İlk bölümde yer alan göstergeler, altı ayrı başlıkta değerlendiriliyor: Eğitimde yönetişim, eğitimin finansmanı, öğrenciler ve eğitime erişim, eğitimin içeriği, eğitim ortamları, öğretmenler ve eğitimin çıktıları. Bu başlıklar altındaki göstergelerin belirlenmesinde beş ölçütten yararlanıldı:
Önem:
Göstergeler, hedeflerin anahtar politika temalarını (eşitlik, adalet, erişim vb.) yansıtmalıdır.
Uyumluluk:
Göstergeler tüm ortamlarda tutarlı ve hedeflerle uyumlu olmalıdır.
Uygulanabilirlik:
Etkili izleme, çoğu ülkede benzer bir şekilde düzenli veri toplamayı gerektirir. Veri toplama, uygulanabilir ve maliyet etkin olmalıdır.
İletilebilirlik:
Seçilen göstergeler açık olmalı, şeffaf raporlamayı ve ilerlemeyi etkili bir şekilde iletmeyi teşvik etmelidir.
Yorumlanabilirlik:
Göstergelerin anlamını ve zamanla olan değişiklikleri anlaması kolay olmalıdır.
Eğitimde yönetişimin bütünsel bir çerçevede izlenebilmesi için belge paylaşımının yanı sıra karar alma süreçlerine diyalog, istişare ve ortaklık düzeylerinde katılımın da elzem olduğunun altının çizilmesi gerekiyor.
Toplam eğitim bütçesinin ve MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesi ve gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki oranı bütçedeki değişimin izlenmesi ve ayrılan kaynaklar boyutuyla kamu politikalarında eğitim hizmetlerinin ağırlığının ölçülmesi için önemlidir.
TOPLAM EĞİTİM BÜTÇESİNİN VE MEB BÜTÇESİNİN YILLAR İÇİNDEKİ DEĞİŞİMİ
Kaynak: MEB (2023a) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
Her ne kadar Türkiye’de eğitim hizmetlerinin finansmanı ağırlıklı olarak kamu idaresi tarafından karşılansa da eğitim harcamalarında hanehalkının payının izlenmesi eşitlik, adalet ve kapsayıcılık ilkeleri açısından önemlidir.
KADEMELERE GÖRE HANEHALKI EĞİTİM HARCAMALARININ TOPLAM HARCAMALAR İÇİNDEKİ PAYI
Kaynak: TÜİK (2022, 7 Aralık) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
YAŞA GÖRE EĞİTİMDE VE EĞİTİM DIŞINDA OLAN ÖĞRENCİLERİN ORANI, 2022-23
Kaynak: MEB (2023a) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
Açıklama: ‘’Eğitimde”’ oranı yaşa göre net okullulaşma oranıdır. “Eğitim dışında’’ oranı ise yaşa göre net okullulaşma oranı 100’den çıkarılarak hesaplandı.
Okullulaşma ortalamalarındaki artışlar önemli olmakla birlikte, değerlendirmelerin yalnızca artış üzerinden yapılması okulöncesi eğitime erişimdeki eşitsizliklerin görmezden gelinmesine sebep olabiliyor. Örneğin, tüm bölgelerde artış görülmesine karşın bölgeler arasında farklar devam ediyor. 2022-23 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitimin dışındaydı.⁴ Bu çocukların %49,9’u oğlan, %50,1’i kız çocuktur.
Tüm okullulaşma verileri okula kayıt durumu temel alınarak hesaplanıyor. Çocuğun okula kayıt olması, tek başına ne okula devam ettiğini ne de nitelikli eğitim hakkının gerçekleştiğini gösteriyor; okullulaşma oranlarının farklı göstergelerle desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada devamsızlık, sınıf tekrarı, okul terki ve eğitimden erken ayrılma gibi alanlarda da göstergelerin izlenmesi önemlidir. Bu şekilde nitelikli eğitime erişimin artmasına yönelik daha etkili müdahale programları geliştirilebilir.
Kaynak: 2019 yılı verisi MEB SGB, 2020’den, 2020 yılı verisi MEB SGB, 2021’den, 2023 verileri ise TCCB SBB, 2023’ten alındı. 2023 yılı verileri yıl sonu gerçekleşme tahminidir.
* 2023 verileri ilköğretim ve ortaöğretim için paylaşıldı, kademe ve okul türü ayrımına yer verilmedi.
Kaynak: 2019 yılı verisi MEB SGB (2020)’den, 2021 ve 2022 verileri MEB (2022a)’den ve 2023 verileri ise MEB (2023b)’den alındı. 2023 yılı verileri yıl sonu gerçekleşme tahminidir.
Son 30 yıldır dünyada ve Türkiye’de yürütülen çalışmalarla kız çocukların eğitime erişimi noktasında önemli adımlar atıldı. Bu adımların sonucunda, kız çocukların nitelikli eğitime erişiminde somut iyileşmeler görüldü. Bunlar cinsiyet oranı ve okullulaşma oranı gibi göstergeler üzerinden izlenebilir. Yaşa göre okullulaşma oranı üzerinden yapılan hesaplamalar 2022-23 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 221 bin 739 kız çocuğun eğitim dışında olduğuna işaret ediyor.
ORTAÖĞRETİMDE CİNSİYET VE BÖLGELER AYRIMINDA NET OKULLULAŞMA ORANLARI, 2022-23
Kaynak: MEB, 2023a.
Millî Eğitim İstatistikleri, Örgün Eğitim 2022-23’e göre, açıköğretim ortaokuluna giden öğrencilerin tüm öğrencilere oranı bir önceki yıl 3,2 iken bu sene bu oran 6,1’e yükseldi. Tüm yaş gruplarında açıköğretim liselerine kayıtlı öğrenci sayısı ise 2 milyon 9 bin 480’dir. Bu sayı önceki yıl 1 milyon 566 bin 255’ti. %28,3 oranındaki bu artış, salgın sonrası tamamen yüz yüze eğitime geçilmesiyle ilgili olabilir. Açıköğretimde artan öğrenci sayısının nedeninin tespit edilebilmesi için yaşa göre ayrıştırılmış veriye ihtiyaç vardır.
Öğretmenlere ilişkin göstergeler incelendiğinde bunların öğretmen sayıları, maaşları, öğretmen ihtiyacı gibi alanlarla sınırlı kaldığı görülüyor. Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Araştırması (TALIS) ve Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) gibi uluslararası değerlendirmelerde öğretmenlere ve okul yöneticilerine uygulanan anketler dışında öğretmenlerin eğitim sistemine ilişkin görüşlerini ve ihtiyaçlarını düzenli olarak toplayan ve bunları analiz eden çalışmalar bulunmuyor. Öğretmen politikaları alanında daha fazla gösterge oluşturulabilmesi için öğretmenlere dair önemli görülen her alanda düzenli veri toplanarak çalışmaların yapılması, bu çalışmalar için kaynak yaratılması gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi 13 Temmuz 2023 tarihinde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerinin iptaline karar verdi. İptal edilen maddeler arasında öğretmenlik kariyer basamaklarıyla ilgili düzenlemeler de bulunuyor. Gerekçeli karara göre ÖMK’da öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemenin koşulları açık ve net olarak düzenlenmiyor ve kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle değil kanunla belirlenmesi gerekiyor. Bu durum uygulamayla ilgili boşluk oluşturduğundan iptal olan maddelerle ilgili yeni bir kanunun ivedilikle TBMM’den geçmesi öğretmenlerin kariyer planlaması ve süreç içinde hak kayıpları yaşanmaması için kritiktir.
Eğitimin çıktıları, nitelikli eğitim hakkı çerçevesinde bir çocuğun eğitim sonrası hayatına ilişkin her şeyi ve eğitim sistemin bunlarla ilişkisini kapsayabilir. Genellikle akademik başarı ve istihdama katılımla sınırlandırılsa da nitelikli eğitimin çıktıları sağlıklı yaşamdan aktif yurttaşlığa, sosyal ve duygusal becerilerden duygusal ve finansal bağımsızlığa kadar pek çok alanda görülebilir. Tüm bu çıktıların, eğitimde yönetişim, eğitimin finansmanı, eğitime erişim, eğitim ortamları, eğitimin içeriği, öğretmenler gibi alanlarla doğrudan ya da dolaylı bağlantıları vardır.
Türkiye PIRLS 2021’e katılan OECD ülkeleri arasında temel altı düzeydeki öğrenci oranının en yüksek olduğu yerdir.
PIRLS 2021 TEMEL ALTI DÜZEYDEKİ ÖĞRENCİ ORANI (%)
Kaynak: Mullis vd. (2023) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
Türkiye’nin uluslararası ortalamayı yakalayabilmesi için özellikle temel altı ve temel seviyedeki öğrencilere yönelik müdahale programlarına ihtiyacı var.
PIRLS 2021 YETERLİLİK DÜZEYLERİNE ÖĞRENCİLERİN DAĞILIMI
Kaynak: Mullis vd. (2023) verileri kullanılarak ERG tarafından hesaplandı.
Krizler Çağında Eğitim
Eğitim, istikrar dönemlerinde de kriz dönemlerinde de çocukların en temel haklarıdır. İklim ve biyolojik çeşitlilik krizleri, teknolojik ilerlemeler, demokratik değerlerin erozyona uğraması, kutuplaşma, kamu kurumlarına güvensizlik, nefret söyleminde artış, savaşlar, mevcut eğitim sistemlerinin başarısızlığı tartışmalarını güçlendiriyor. Eğitimde dönüşüm ihtiyacının kaçınılmaz olduğu hem uluslararası kurumlar hem de ulusal örgütler tarafından bir süredir daha sık dile getiriliyor. Bu dönüşüm için öncelikle mevcut durumun iyi anlaşılması gerekiyor. Raporun bu bölümünde, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı, COVID-19 salgını, Kahramanmaraş merkezli depremler, iklim krizinin etkisiyle afete dönüşen seller, yangınlar ve sıcak hava dalgaları gibi krizlerin eğitime etkileri değerlendiriliyor.
UNICEF, COVID-19 salgınının “[kurumun] 75 yıllık tarihinde çocukları etkileyen en büyük kriz olma” özelliği taşıdığını açıklarken, Dünya Bankası 2020 ve 2021 yıllarını “daha önce hiç yaşanmamış bir çocukluk deneyimi” ve “21. yüzyılın en kötü eğitim ve öğretim krizi” olarak tanımladı. Development Analytics’in raporunda, devlet okullarında okuyan öğrencilerin tüm konu alanlarındaki öğrenme kayıplarının, özel okullarda okuyan öğrencilere oranla iki kat daha yüksek olacağı tahmini de yer alıyor. Ayrıca, salgın öncesinde daha düşük puan alan öğrencilerin ortalamada daha çok öğrenme kaybı yaşayacağı ve dolayısıyla öğrenci puanları arasındaki eşitsizliğin artacağı da belirtiliyor. Teknolojik ve mekansal imkânlar ile bakımverenlerin verebildiği destek seviyelerindeki farklılıklar öğrencilerin salgın sürecinde aldıkları eğitimin niteliğini etkiledi.
2015’te gerçekleşen Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması III. Dünya Konferansı’nda kabul edilen Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’nde belirtildiği üzere, “öncekinden daha iyisini inşa etmek” için “yeni oluşturulacak ve mevcut kritik altyapının afet sırasında ve sonrasında sağlam, etkin ve işler hâlde kalmasının sağlanmasını temin etmek ve hayat kurtarıcı faaliyetler ile temel hizmetleri sağlamak amacıyla direncini arttırmak” elzemdir.
ILO ve UNICEF, 2020 yılında çocuk yoksulluğunda ani ve ilk defa görülen bir küresel artış yaşandığına dikkat çekiyor. Salgının etkisiyle derinleşen çocuk yoksulluğunun kız ve oğlan çocuklar üzerinde etkisi farklılaşıyor. Özellikle 12 yaş üstündeki ve ergenlik dönemindeki kız çocukların eğitime devamları dışında kişisel güvenliklerinin, bedensel özerkliklerinin, sağlıklarının, akran desteğine erişimlerinin ve sosyal bağlantılarının olumsuz yönde etkilendiği birçok uluslararası kuruluş tarafından raporlanıyor.
Salgın döneminde ruh sağlığının kamusal hizmetlerle korunması ve ilgili hizmetlere herkesin erişebilmesi önem kazandı. Bu dönemde okullarda sunulan psikososyal destek hizmetlerinin önemi belirginleşti.
DEPREMLERDEN ETKİLENEN SEÇİLİ İLLERDE DERSLİKLERİN DURUMU
Kaynak: MEB (2023, 17 Haziran), MEB (2023a, 22 Haziran), MEB (2023b, 22 Haziran), MEB (2023, 23 Haziran) ve MEB (2023, 2 Kasım) haberlerinde paylaşılan verilerden derlendi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin çocuklar ve eğitim üzerinde etkileri akut dönemde oldukça yoğundu. Birçok okul yıkıldı veya kullanılamaz hâle geldi. Öğrenciler, veliler ve öğretmenler barınma sorunuyla karşı karşıya kaldılar. Yoğun biçimde psikolojik ilk yardım desteğine ihtiyaç duyuldu. Ayrıca, çok sayıda insan farklı illere göç etti.
Salgın ve depremin yanı sıra iklim ve biyolojik çeşitlilik krizlerinin etkileri sonucunda oluşan çeşitli afetler de eğitimi etkilemeye başladı. Bilim insanlarının ve uluslararası kuruluşların yaptıkları projeksiyonlar, krizlerin eğitim hakkına ve çocuk haklarına olan etkilerinin giderek artacağına işaret ediyor. UNICEF’in 2021 yılında yayımladığı İklim Krizi Bir Çocuk Hakları Krizidir: Çocukların İklim Risk Endeksinin Tanıtımı raporuna göre dünya genelinde 820 milyon çocuk sıcak hava dalgalarına yüksek derecede maruz kaldı, 330 milyon çocuk meydana gelen nehir taşkınlarından etkilendi.
Türkiye, giderek artan olağanüstü hava olayları, şiddetli yağışlar, seller ve orman yangınlarının yol açtığı krizlerin etkilerini yoğun bir şekilde hissediyor. Yaşanan krizlerin, başka krizleri de tetikliyor olması ise afetlere karşı insan hakları temelli bir bakışı gerekli kılıyor. Gerekli önlemlerin zamanında alınarak risk faktörlerinin ortadan kaldırılması bir insan hakkıdır. Bu noktada, iklim değişikliği ve afetler konusunda eğitim sistemini güçlendirmek ve daha kapsayıcı hâle getirmek, bu sorunlarla başa çıkmak için önemli bir adım olacaktır.
Süregelen çoklu krizleri ele almak için kapsamlı, özgün, uzun vadeli, çok disiplinli ve çocuğun iyi olma hâlini merkeze alan eğitim politikaları oluşturulması gerekiyor. Bu bakımdan, bölgesel siyasi, çevresel ve sosyal bağlamları, sivil toplumu, yerelin bilgisi ve deneyimini ve bilimselliği gözeten, özelleştirilmiş stratejilerin geliştirilmesi elzemdir.
ERG Sözlük
Afet
Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olaydır.
Yani afet, bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur.
Kaynak:
Cinsiyet Oranı
Belirli bir öğretim yılında ilgili öğretim türünün kız çocuk brüt okullaşma oranının, aynı öğretim yılında ilgili öğretim türünün erkek çocuk brüt okullaşma oranına olan göreli büyüklüğünü gösterir.
Erişilebilirlik
Binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması.
Kaynak:
https://www.aile.gov.tr/sss/engelli-ve-yasli-hizmetleri-genel-mudurlugu/erisilebilirlik/
Evrensel Tasarım
Ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin özel bir ek tasarıma veya düzenlemeye gerek duyulmaksızın, mümkün olduğunca herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanması.
Kaynak: https://universaldesign.ie/What-is-Universal-Design/
İyi Yönetişim İlkeleri
Hesapverebilirlik
Tutarlılık
Sorumluluk
Adillik
Şeffaflık
Katılımcılık
Etkinlik
Yerindenlik
Hukuka bağlılık
Ölçülülük
Kaynak:
https://arge.com/kitaplar/iyi-yonetisim-el-kitabi.pdf
Makul Düzenleme
Engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer bireylerle eşit şekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve düzenlemeler.
Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2009/07/20090714-
Öğrenme Kaybı
Genellikle eğitime ara verilmesi ya da eğitimin kesintiye uğraması nedeniyle genel veya özel bilgi ve becerilerde ya da öğrencinin akademik ilerlemesinde görülen kayıp.
Kaynak: EdGlossary (2013). Learning loss. Şubat 2021, https://www.edglossary.org/learning-loss/ , Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitimin Çıktıları
Öğrenme Yoksulluğu
10 yaşına geldiğinde basit bir metni okuyup anlamama durumu.
Kaynak: The World Bank (2019,15 Ekim). Learning poverty. Şubat 2021, https://www.worldbank.org/en/topic/education/brief/learning-poverty , Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitimin Çıktıları
Stratejik Plan
Kamu idarelerinin orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans göstergelerini, bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren planlarıdır.
Kaynak:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210422-39.pdf
Eğitim İzleme Raporları
Bu İçerikler İlginizi Çekebilir