Ayşen Köse, eko-anksiyetenin iklim ve biyoçeşitlilik krizine karşı gösterilen yapıcı bir yanıt olduğunu, bireylerde çevre yanlısı tutum ve davranışların gelişimini desteklediğini belirtti. Çocuk ve gençlerin, ekolojik krizi yaşamlarında nasıl anlamlandırdıklarını anlamaya çalışmanın, duygularının anlaşıldığını onlara göstermenin ruhsal dengeleri bakımından çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. Çocukların ekolojik öz yeterliklerini güçlendirmek, çaresizlik duygusuyla bırakmamak için, çevre sorunlarını önlemek ve biyoçeşitliliği desteklemek gibi konularda, bireysel olarak dahi katkıda bulunabilecekleri alanlar olduğunun okullarda gösterilmesi gerektiğini paylaştı. Yelkin Diker Coşkun da iklim krizi ile mücadelede eğitimin kritik olduğu ve özellikle öğretim programlarında bu konu başlığının kendine halen yeterince yer bulamamasının yaşamın içinde eğitim anlayışına ters düştüğünü belirtti.
Bu Yazılar İlginizi Çekebilir