Hepimiz dünyadaşız. Bu gezegende doğduk, bu gezegende büyüyoruz ve ormandaki ağaçlar gibi bağlıyız. Güneşi, suyu, toprağı da paylaşıyoruz; gezegenimizin karşı karşıya kaldığı ve baş etmekte zorlandığımız krizleri de. İşte tam da yüzden daha çok paylaşmaya, güvenmeye, hemhâl olmaya, tartışmaya ve hayal etmeye ihtiyacımız var. Birbirimizin ve dünyanın hâlinden anlamaya, bu gezegendeki canlı ve cansız tüm varlıklar olarak dünyadaş olmaya…
Bizler ağaçlar, okyanuslar, dağlarız. Gökyüzünde salınan kuşlarla, çiçek çiçek gezen arılarla, pek çok farklı kimlikten insanla birlikte aynı evdeyiz, dünyalıyız, dünyadaşız. Ama evimiz bir süredir karmaşık ve kökleri derinde krizlerle karşı karşıya. Yolunda gitmeyen bir şey, tüm varlıkları etkileyebiliyor… Kelebek etkisi… Peki, farklılıklarımız ve zenginliğimizle bir arada yaşama iradesi, hepimize güç veren dayanışma ve başka dünyaların hayalleri de kelebek etkisiyle çoğalabilir mi?
Varoluşumuzu ve geleceğimizi önemseyen, hepimize kucak açan dünyaları eğitim yoluyla nasıl örebileceğimizi düşünmek, krizler çağında onarıcı, iyileştirici, koruyucu ya da önleyici olabilecek fikirlerimizi, hayallerimizi, meraklarımızı, ilhamlarımızı bir araya getirmek için bu sayfayı hazırladık. Birbirimizi ve dünyamızı iyileştirecek yolları birlikte aramak istedik.
Dünyadaşlığımız kutlu olsun
YAZILAR
Yoksa herkes en yakınındaki, en çok kendine benzeyenle mi iletişime devam ediyor, kitapta dediği gibi sadece dengede mi kalmaya çalışıyoruz?
Hak temelli çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının gözlem, araştırma ve savunuculuk faaliyetlerine ve akademiye şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
Bir arada yaşamın başlangıcı sayılabilecek eğitimin, önyargılara karşı ortak ve etkin mücadele perspektifiyle, her grubun özgün ihtiyaçları ve sesleri olduğunu gözeterek tahayyül edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çoklu krizler döneminde birbirimizin hâlinden anlamamız şart. Birbirimizi ve tüm varlıkları gözeten, tüm yaşam biçimlerinin varoluşunu önemseyen “dünyaları” eğitim yoluyla nasıl kurabiliriz?
Her gün engebeli arazilerde elinde bir not defteri ve bir dürbünle kilometrelerce yürüyordu. Günler haftaları, haftalar ayları kovalamış ve henüz hiçbir bilgiye ulaşamamıştı.
Ezberlerden sıyrılıp evlerin, okulların, sınıfların, duvarların dışına çıkar, sesleri dinler, kokuları takip eder, etrafı gözlemler, yeni dokular keşfederek kendimize yeni bir oyun alanı açabilir, canlı ve cansız tüm varlıklarıyla gezegeni bir tür “açık hava sınıfına” dönüştürebiliriz.
Bakım/özen etiğini temel alan feminist bir politikanın imkân ve sınırlarını birçok farklı alanda, bugün en belirgin olarak da toplumsal cinsiyet eksenindeki ekoloji tartışmalarında görmek mümkün.
Özeni bir kişisel özellik değil, ahlaki ve entelektüel boyutları olan kasti bir duruş olarak görürsek, “birbirimizi ve canlıları kucaklayalım, sevelim” gibi iyi niyetli ama biraz naif yaklaşımların ötesinde kırılganlıkları, eşitsizlikleri ekonomik ve politik bağlamın içinde kavramayı nasıl öğrenir ve öğretiriz?
Aborjinlere göre yöreler hem hiç kimsenin hem de tüm varlıkların müştereği; yöreler türler arası akrabalıkların kurulduğu, eksiltmeden sonrakilere aktarılması gereken alanlar.
Dengeye, dayanışmaya, karşılıklılığa ve saygıya dayanan Aborjin kültürlerinin dünyadaşlığa işaret eden, sarıp sarmalayan akraba kurgularının, eğitim sistemlerimiz için neler “söyleyebileceğini” ve neler “öğretebileceğini” tahayyül etmek nasıl olurdu?
Terlemeye ve susamaya başladığımızda meyvelerin olgunlaşmakta olduğunu anlarız. Bedenimizdeki susama ile ağaçlardaki meyvelerin birbiriyle bağlantılı olduğunu biz de biliriz, ağaç da bilir. Bizim onlara ihtiyacımız olduğu dönemde meyveler toplanmaya hazır olur, tüm bu iletişim bizim varlığımızın önemli bir parçasıdır.
MEDYASCOPE YAYINLARI
Bu gezegeni suyla, taşla, toprakla, tavuklarla, likenlerle, bir sürü canlı ve cansız varlıkla paylaşıyoruz. Bir arada yaşamak bizim ve tüm diğer varlıkların hakkı. Bunu yaşamayı beceremiyoruz. Yaşayabilmek için kendimize alan açmaya ben dünyadaşlık diyorum.Aslıhan Niksarlı
Sivil toplum, sadece bize benzer olan insanlar ya da canlılar için değil, tüm canlılar için duyulmayanın duyulmasını sağlamak için mücadele ediyor. Tütengül Küçüker
Birbirimizin sırtına baktığımız ya da arkadan dinlediğimiz ama duymadığımız bir düzendense aslında sınıfın birbirini gördüğü birbirine temas ettiği bir alanda okumak isterdim. Damla Durman
Okul bahçelerini öğrenme süreçlerinden ayrı değil, tamamlayıcı olarak görebiliriz. Toprak nedir, bitki nasıl büyür, bunlar kitapta konu olarak var. Dört duvar arasında değil de bahçede deneyimleyerek, gözlemleyerek öğrenince içselleştirmek daha kolay.Yasemin Kırkağaçlıoğlu
Bahçelerde çok fazla asfalt ve beton kullanılıyor. Bunları toprak zemine çevirmek önemli bir adım olur. Toprak zemini kendi haline bıraktığınızda, birkaç sene içinde yeşillenir. Doğayı okula taşımak istiyorsak aslında ‘hiçbir şey yapmamamız’ yeterli.” Nesile Yalçın
SÖYLEŞİLER
Beraber daha iyi nasıl yaşayabiliriz? Tek başımıza değiliz. Yaşadığımız çağın adı antroposen olsa da insanlar olarak biz bu dünyanın sahibi değiliz. Bu dünyayı paylaştığımız birçok varlık var. Kimimiz bunlara kültürel mirasla, kimimiz tohumlarla, kimimiz müziğiyle, dayanışmasıyla, feminizmle bakıyorAslıhan Niksarlı
Kolektif hareket etmek bazen geri planda kalabiliyor. Umutsuzluğa kapılabiliyoruz. Etki odaklı çalışmalar yapan yaratıcı örneklerin çoğalarak, daha fazla görünürlük sağlayarak ve farklı kitlelere erişerek umudu birlikte büyütmesi gerekiyor.Emre Güzel
Bilimden sanata birçok farklı yolu deneyerek, dünyamızın dertlerini anlayan, anlatmaya çalışan ve çözüm arayan Roof Coliving Kurucu Direktörü Emre Güzel, Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Festivali Koordinatörü Ethem Özgüven, Youth for Good Proje Uzmanı İnci Şardağ ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi Kapasite Geliştirme Koordinatörü Olcay Özer, bu panelde çoklu krizler dönemine kendi pencerelerinden baktılar. Dayanışma, koruma, ihtimam, bir arada yaşam gibi ortak mücadele alanlarında izledikleri yöntemleri paylaştılar.
Futbol oynamak isteyen bi kız olsa öğretmenler de hayır sen kızsın oynayamazsın demez herhalde ama der bazen. Bazı öğretmenler ayrımcı olduğu için bunu diyebiliyorlar. Hani sen kızsın sen erkek değilsin, sadece erkekler futbol oynar, bu erkek oyunu diyebiliyorlar ama bu ayrımcı bir şey. Aramızda öğretmenler olabilir bunu yapıyorlarsa, yapmayın. Yapmayın, yapmayın işte teşekkür ederim. Nora Küçük
“Çocukların Gözünden: Çoklu Krizler Çağında Yaşam ve Eğitim ” panelinde, günümüzün karmaşık ve zorlu dünyasının yaşamını, çocuk dünyadaşlarımızdan dinledik. Dünyadaşlık kavramını onların gözünden gördük,hayal ettiğimiz dünyaları, dünyadaş bir eğitimin neye benzeyeceğini birlikte tartıştık.
Çocuklar dünyadaşlığı; dünyaya karşı iyi davrananlar, onu koruyan, onun iyiliğini düşünen, ağaçları kesip plastik şeyler koymayanlar olarak tanımladılar. İdeal yaşam hayallerinde hayvanların daha fazla yer alıyordu; evlerinin içine ya da dışına kediler, köpekler, balıklar, civcivler, ördekler ve kuşlar koydular, dünyayı hayvanlarla paylaştığımıza dikkat çektiler. Teneffüs sürelerinin kısalığı, kantinlerin pahalılığı, okul bahçelerinin toprak yerine kauçuk malzemeden yapılmış olması ve ödevlerin fazla olması, çocukların ele aldığı belli başlı sorunlardı.
Çocuklar dışarıda olmak istiyor. Aktif olmak istiyor. Diğer canlı ve cansız varlıklarla bir arada olmak istiyor. Oluyorlar da. Biz daha kavrayamadık; çocukların zaten özünde var dünyadaşlık. Fatma Coşkun Caymaz
Bu panelde çocukların insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine hak savunuculuğu yapan Suna'nın Kızları Araştırma Koordinatörü Aysel Madra, Kırkayak Kültür Göç Programları Koordinatörü Fatma Coşkun Caymaz, SEÇBİR Proje Uzmanı Melisa Soran ve Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Sinem Sefa Akay, eğitimde kapsayıcılık üzerine düşüncelerini ve farklı deneyimlerini paylaştılar. Bir arada yaşamı ve dünyadaşlığı kurmanın eğitimden geçen yollarını aradılar.
Belkide öğrenmenin bilişsel tarafına o kadar eğiliyoruz ki sosyal tarafı dışarıda bırakıyor olabiliriz öğrenme ortamlarında. Bu da öğrenme ortamlarını sıkıcı ve ruhsuz bir hale getiriyor çocuk ya da yetişkin herhangi bir öğrenen için. Oyun bunu kırmayı ve anda olmayı sağlıyor.
Oyun bir güven ortamı oluşmasını sağlıyor ve öğrenmenin önündeki engellerden biri olan kaygıyı azaltıyor. İyi olma haline müthiş yardım ediyor.
Sınıfa bir sürü duyguyla giriyorum, olumlu, olumsuz, zorlandığım. Çocuklar da aynı şekilde. Oyun bunun bir anda dağılmasına, herkesin o ana gelmesine, hepimizin iyi olup sakinleşmesine müthiş yardım ediyor. Meltem Ceylan Alibeyoğlu
TED Üniversitesi’nden Elif Buldu, Bir İZ Derneği’nden Gökhan Fidan ve Darüşşafaka Eğitim Kurumları’ndan Meltem Ceylan Alibeyoğlu’nun katıldığı, moderatörlüğünü ERG Eğitim Laboratuvarı Koordinatörü Yaprak Sarıışık’ın yaptığı panelde oyunun farklılıkları buluşturma gücünü, farklı öğrenme biçimlerini ve oyunla öğrenme pedagojisini hep birlikte tartıştık.
Benim gençliğin fiziksel elle tutulabilir tarafları değil ruhsal ve düşünsel tarafı ilgimi çekti. O yüzden gençlik benim için hep başlama dürtüsü, yol değiştirebilme, farklı yollar keşfedebilme, kaşiflik, heyecan gibi duygularla eşdeğer oldu. Yasmin Güleç
Bence en kıymetli şeylerden biri gençlerin yaşadığı sorunları paylaşabilmek. Çünkü biz gençlerin sesimizi duyurabileceğimiz, kendimizi ifade edebileceğimiz yerler çok kısıtlı. Çoğunlukla sosyal medyayı kullanıyoruz bunun için ancak buralarda pek güvenli bir alan oluşturmuyor.Serav Dicle Amaç
Moderatörlüğünü ERG Proje Sorumlusu Şeyma Dağıstan Terzi’nin yaptığı panelde konuşmacılar Gençler Ne Der? ekibinden Serav Dicle Amaç ve 20’lik Bülten kurucusu Yasmin Güleç, çocukların ve gençlerin eleştirel düşünme becerilerinin aktif dünyadaşlıkla ilgisini ve yetişkinlerle gençler arasındaki işbirliği dinamiklerini üzerinde durdu. Genç dünyadaşlarımız, okulun içinde ya da dışında, bir fikre dahil olduklarında ya da bir proje geliştirmek istediklerinde nelerle karşılaştıklarını; ne gibi sorunlar yaşadıklarını ve bunlara nasıl çözümler bulduklarını anlattılar.
DÜNYADAŞLIK SAHNESİ
Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitimi Merkezi (ÇABAÇAM), deprem sonrası eğitim destek birimi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin ÇABAÇAM modelini temel alan, dezavantajlı ortamlardaki çocukların iyi oluşlarını desteklemeyi, çocukların en temel hakları arasında olan eğitim ve oyun haklarını tüm yaşıtları gibi sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşamalarına olanak sağlamayı hedefleyen bir müdahale programı. Dünyadaşlık Sahnesi’ndeki konuşmasında Ebru Aktan Acar, 6 Şubat 2023 tarihli depremler sonrası hayata geçirdikleri üç ÇABAÇAM eğitim destek birimindeki faaliyetleri paylaşıldı.
Ebru Aktan Acar
Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitimi Merkezi (ÇABAÇAM)
Adalar Çocuk ve Gençlik Orkestrası, 8-17 yaş grubundan çocukların keman, viyola ve kontrbas çaldığı bir okul sonrası müzik eğitimi programı. Kurucusu, Pınar Satıoğlu’nun sözleriyle “bir hayal ile başlayan, tam bir sevgi ve imece ürünü”. Dünyadaşlık sahnesi konuşmasında Satıoğlu, 2015’te 25 çocukla hayata gözlerini açan orkestranın, şu an Adalar’dan 65 çocuk ile müzik yolculuğuna devam ettiğini paylaştı ve bu yolculukta, çocukların yeteneğini değil, orkestra çalışmalarındaki birliktelik ve ortak bir ses çıkarma yönündeki gayreti ön planda tuttuklarını vurguladı.
Pınar Satoğlu
Adalar Gençlik Orkestrası
Adalar Çocuk ve Gençlik Orkestrası, 8-17 yaş grubundan çocukların keman, viyola ve kontrbas çaldığı bir okul sonrası müzik eğitimi programı. Kurucusu, Pınar Satıoğlu’nun sözleriyle “bir hayal ile başlayan, tam bir sevgi ve imece ürünü”. Dünyadaşlık sahnesi konuşmasında Satıoğlu, 2015’te 25 çocukla hayata gözlerini açan orkestranın, şu an Adalar’dan 65 çocuk ile müzik yolculuğuna devam ettiğini paylaştı ve bu yolculukta, çocukların yeteneğini değil, orkestra çalışmalarındaki birliktelik ve ortak bir ses çıkarma yönündeki gayreti ön planda tuttuklarını vurguladı.
Pınar Satoğlu
Adalar Gençlik Orkestrası
Deniz Yaşamını Koruma Derneği, deniz yaşamını sürdürülebilir ve adil yöntemlerle korumak, bu yolda bilimsel çalışmalar ve projeler üretmek adına 2015 yılında kuruldu. Denizlerin, dolayısıyla doğa ve insan hayatının yaşanabilirliğini ve sürdürülebilirliğini güçlendirmek için denizlerin akciğeri olan mercan resiflerinin restorasyonu, korunması ve çoğaltılması üzerine çalışılıyor. Yüzlerce gönüllüyle milyonlarca yaşama dokunmalarının farkındalığı ve sorumluluğu ile fark yaratmanın amaçlandığı derneğin çalışmaları bu yönde devam ediyor.
Volkan Narcı
Deniz Yaşamını Koruma Derneği
Konuşmamız Gerek Derneği, 2016 yılındaki kuruluşun itibaren Türkiye’de regl yoksulluğu ve tabusu hakkında farkındalık yaratıyor. Derneğin koordinatörü Zeynep Kayacan, dünyadaşlık sahnesindeki konuşmasında, regl tabusu dendiğinde akla neler geldiğini ele aldı ve regl yoksulluğu ile mücadelede hak temelli yaklaşımları vurguladı. Derneğin saha çalışmalarında edindiği bilgi ve deneyimlerinin yanı sıra, var olan regl çalışmaların nasıl desteklenebileceğine dair konuştu. Regl ile ilgili doğru bilinen yanlışların regl tabusunu nasıl beslediğinin, konuşamama hâlinin de regl yoksulluğunu nasıl derinleştirdiğinin üzerine durdu.
Zeynep Kayacan
Konuşmamız Gerek Derneği
Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV), danışman üyesi ve pasif bina tasarımcısı, mimar Zümrüt Çağlayan Arslan, çevre dostu yeşil okul binalarının, tasarım, yapım veya işletim süreçlerinde, iklim ve doğal çevre üzerinde olumlu etkiler yaratabilen binalar olduğundan ve bu binaların ekonomik, sosyal ve çevresel faydalarından bahsetti. Yeşil okul binalarında iç ortam kalitesinin artırılarak, çeşitli sağlık problemleri ile su tüketiminin azaltılmasının, enerji tasarrufu yapılmasının ve okul binalarının daha uzun ömürlü olabilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Okul binalarının bulunduğu açık alanların da kirleticilerden uzak okul arazileri seçilerek, bisiklet yolları, park yerleri ve yeşil çatılar oluşturularak, biyolojik çeşitliliğin artırılması için adımlar atarak dönüştürülebileceğine dikkat çekti.
Zümrüt Çağlayan Arslan
Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV)
ATÖLYELER
Aynı Dünyada YanYana
“Aynı Dünyada YanYana” oyunu, farklı kültürlerde çocukların birlikte eğlenmelerini, kültürlerarası çeşitlilikleri keşfetmelerini ve evrensel değerler ile ortak mirasa dair meraklarını güçlendirmeyi hedefliyor. İki grup hâlinde oynanan oyunda, çocuklar takım olarak birbirlerinden öğrenebiliyor ve rekabet olmadan karşılıklı bir etkileşimle yeni bilgiler öğrenebiliyorlar. Bir İZ Derneği’nin yürüttüğü Türkiye'nin Her Yerinde YanYana Projesi kapsamında geliştirilen oyunun tanıtılarak katılımcılarla birlikte oynandığı bu atölye, oyunu sahada gençlerle uygulamak isteyen kolaylaştırıcılara da yol gösterdi.
Gökhan Fidan
Bir İZ DerneğiBir Fikrim Var, Haydi Çocuk Hakları Odağında Projelendirelim!
Vaka ve grup çalışmalarının yapıldığı bu atölyede, çocuk hakları ile katılımı odağında fikirlerin hesap verilebilir, sürdürülebilir ve gerçekçi bir projeye nasıl dönüşebileceği üzerine çalışıldı.
Ceren Suntekin
Çocuk ve Gençlik Çalışmaları UzmanıÇocuk ve Genç Aktivistlerle Çalışma 101
Roots & Shoots Türkiye ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nin yürüttüğü bu atölyede, çocuk hakları temelli yaklaşıma dair bilgi ve duyarlılığın artırılması hedeflendi.
Gözde Durmuş, Cem Demirayak
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları BirimiDünyamızı Kimlerle Paylaşıyoruz?
“Dünya merkezli açık hava sınıfları nasıl oluşturulabilir?” sorusuna birlikte cevap arandığı, sınıfların dışına çıkarak doğanın keşfedildiği, canlı ve cansız tüm varlıklarla gezegenin tanındığı bu atölyede TOYİ’nin farklı kullanım alanları da keşfedildi.
Elif Atmaca, İrem Göçmen Dumlupınar
TOYİDoğa Temelli Eğitim ve MoniBostan Örneği
MoniBostan, günümüz şartlarında dört duvar arasına sıkışmış beton şehirlerde yaşayan, hareket ve yaratıcılıkları sınırlandırılmış çocukların daha özgüvenli, yaratıcı, kendisiyle ve doğayla barışık, takım çalışmasına yatkın, doğaya duyarlı olmalarını sağlamak amacıyla geliştirildi. Dünya Yaşasın Derneği’nin yürüttüğü bu atölyede doğa temelli eğitimin etkisini keşfedildi.
Özgür Onur Kanmaz, Köksal Şahin
Dünya Yaşasın DerneğiDoğanın Yankısı, Sanatın Tınısı
Yürüyüş, karşılaşma ve sanat çalışmasıyla, evimiz olan doğayla zayıflayan bağlarımızı güçlendirmenin amaçlandığı bu atölyede katılımcılar, doğada yaptıkları kısa bir gezintinin ardından iç dünyalarında yankılananları, sanatsal bir üretimle görünür hâle getirdiler.
Aylin Vartanyan Dilaver
Boğaziçi Üniversitesi emekli öğretim görevlisiHayalgücü Oyun Parkı
Seyyar Oyun Parkları, herhangi bir yeri kısa süreliğine bir oyun alanına dönüştürebiliyor. Bu oyun alanında, alıştığımız oyuncakların tersine esnek parçalar var: Karton kutular, kağıt bobinler, tebeşirler, halatlar, kumaş parçaları, eski ev eşyaları veya aklınıza gelebilecek çöpe gitmeden önceki her şey! Atölyede katılımcılar, seyyar bir oyun parkı olan Hayalgücü Oyun Parkı’nın (HOP) ne olduğunu öğrenerek iyi bir oyun savunucusu olabilmek adına yapılabilecekleri keşfetti.
Ece Sözer, Zehra Gülşen
Superpoolİklim Değişikliği ve Bilim Eğitimi
İklim değişikliği alanyazınında yer alan araştırmalardan öne çıkan bilgilerin ve iklim değişikliği ve bilim eğitimi arasındaki ilişkinin ele alındığı bu atölyede ve Eğlenceli Bilim’in uygulamalı bilim eğitimi alanında geliştirdiği çalışmalar, iklim üzerine eğitim programları, iyi örnekler ve deneyler tanıtıldı.
Buket Yenil, Nilhan Erbay
Eğlenceli Bilim"Kimin İçin Dünyadaşlık?" Materyal Tasarım Atölyesi
Sabancı Üniversitesi SUGender Mor Sertifika Programı’nın yürüttüğü bu atölyede katılımcılar, kesişimsellik ve kapsayıcılık kavramlarının dünyadaşlıkla nasıl bağdaştırıldığı üzerine kavramsal bir açıklamayla tanıştı, “Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir dünyadaş nasıl olunur?” sorusu üzerine zihin egzersizi yaptı ve eğitim ortamlarında kullanabilecek ders materyallerini keşfettiler.
Berfin Çiçek, Nazlı Hazar
Sabancı Üniversitesi SUGender Mor Sertifika ProgramıBu atölyede katılımcılar “Her biri kendine özgü ve dinamik yapılar olan okullarda sosyal ve duygusal öğrenme ile öğrenme-öğretme ortamlarına dair ihtiyaçlar karşılanırken, paydaşların iyi olma hâllerine odaklanan bir ilişki ve iletişim ağı nasıl kurulabilir?”, “Bir okul, bu ihtiyaçlar arasından öncelikli alanları nasıl belirleyebilir?” ve “Dünyadaşlık kavramının temellerinden olan dayanışma kültürü, eğitim kurumlarında nasıl inşa edilebilir?” gibi sorular üzerine derinlemesine düşünerek ve birlikte cevap aradılar.
Okullar Dönüşüyor: Ekolojik Okul Bahçeleri
Ekolojik okul bahçelerinin önemi, temel ilkeleri ve tasarım prensipleri üzerinde durulan bu atölyede katılımcılar, ekolojik okul bahçesi kurmak için nereden başlanabileceği ve bahçenin sürekliliğinin nasıl sağlanabileceği keşfettiler.
Ayşe Soylu Delier, Elif Çatıkkaş
Kokopelli ŞehirdePapuduk ile 3B Atölyesi
Papuduk ile İçerik Geliştirme Topluluğu, 7-9 yaş arası çocukların hayvan ve doğa sevgisini artırmayı amaçlayan ve Sabancı Vakfı ile Tekir Kitap işbirliğiyle yayımlanan Papuduk Kitap Seti’nin sınıf içindeki uygulanabilirliğini artırmak için bir yıldır içerikler geliştiriyor. Katılımcıların, topluluğun hikâyesini öğrendiği ve kolektif bir masal anlatısına kulak verdiği bu atölyede 3B metodolojisi anlatıldı, örnek bir etkinlik uygulaması yapıldı ve topluluğun geliştirdiği etkinliklerin yer aldığı uygulama rehberi tanıtıldı
Melisa Soran, Gülçin Aldırmaz Şahin, Şebnem Filiz Yapıcı, Özlem Bilge, Murat Çıtır
Öğretmen Ağı Değişim ElçisiŞey'leri Anlama Sözlüğü
Zihinlerimizdeki kalıpları kırmayı ve yaratıcılığa alan açmayı hedefleyen atölyede ekoloji, küresel ısınma, dünya vatandaşlığı gibi dünyadaşlıkla dirsek temasındaki pek çok kavram, katılımcılarla birlikte gözden geçirildi, eğip büküldü sonra da ilmek ilmek yeniden birbirine iliştirildi.
Aylin Önel, Beyhan Gültaşlar, Güneş Savaş Yemez
Tasarımı Tasarlamak
"Eğer tasarım gündelik kentsel yaşamla ilişkilenen açık, süreçsel, mikro-politik, müdahaleci, iletişimsel ve katılımcı bir yaklaşımdan ilham almış olsaydı nasıl görünürdü? Toplumsal mekanların metalaşmış sömürgeleşmesinde salt bir unsur olmaya mahkum mu olurdu, yoksa politik ve toplumsal karakteriyle sosyal şehre esastan katkı koyabilecek bir stratejik araç olabilir miydi?" Jesko Fezer’in bu soruları üzerine Roof Coliving ekibinin düzenlediği atölyede katılımcılar beyin fırtınası yaptı ve bir çocuk kitabı tasarladılar.
Emre Güzel, Zeynep Aybüke Mutlu
Roof ColivingTohum Topu Atölyesi
Tohum topları, tarihin çok eski çağlarından beri uygulanan ve tohumları toprak altına ekmek yerine alternatif olarak kullanılan bir tohum ekme yöntemi. Bu atölyede katılımcılar hem Fukuoka’nın bu özel yöntemini tüm detayları ve nedeniyle öğrendi hem de vakti geldiğinde atmak üzere bir kenarda saklayabilecekleri tohum topları yaptılar.
İrfan Aydın, Özge Öney Aydın
ÇEKÜLDünyadaşlık Oyunları
Bu atölyede göç, iklim krizi, biyoçeşitlilik, bir arada yaşam gibi konuları ele alan Eğitimde İyi Örnekler’de tanıştığımız iki farklı oyun deneyimlendi. Atölyenin ilk bölümünde oyunlar oynandı. İkinci bölümdeyse, bu oyunları kendi çalışma alanlarımıza uyarlayarak ve kendi öğrenme ortamlarımızda kullanmak üzerine birlikte çalıştık.
Barkın Güdü, Betül Bozkurt, Ece Ünsal , Görkem Girgin, Yaprak Sarıışık
Darüşşafaka Eğitim Kurumları, Bir İZ Derneği, Eğitim Reformu Girişimi (ERG)Genç & Yetişkin İşbirliği: Farklı Katılım Pratikleri
Gençlerin katılım hakkı üzerine düşünenlerin ve çalışanların gözlemlerini ve gençlik katılımının çerçevesini ele aldığımız bu atölyede, gençler ile yetişkinler arasında işbirliklerinin nasıl kurulduğunu ve bu işbirliklerinin farklı şekillerde nasıl kurgulanabileceğini örnekler üzerinden birlikte düşündük. Yetişkinlerin, katılımı teşvik edebilmek için atabilecekleri adımları ve bir arada yaşama imkânlarını tartıştık.
Cengiz Kayhan, Şeyma Dağıstan Terzi
Sivil Toplum için Destek Vakfı, ERGEĞİTİMDE İYİ ÖRNEKLER
DÜNYADAŞLIK KART OYUNU
19. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’na özel hazırladığımız ve paylaştığımız “Doğruluk mu, Cesaret mi?” dünyadaş oyun kartlarıyla siz de oynayabilirsiniz.
Oyunumuz büyük ihtimalle bir yerlerden size tanıdık gelecek. Hani, birbirimize “Doğruluk mu, cesaret mi?” diye sorduğumuz bir oyun vardı. İşte, bizim oyun kartlarında da doğruluk ve cesaret olmak üzere, iki soru grubu var. Bu iki gruptan birini seçip ya soruyu yanıtlıyorsunuz ya da kartta yazan yönergeyi yerine getiriyorsunuz.
Dileriz oyunumuz şimdiden zihniniz açmış, size taptaze ilhamlar verebilmiştir.
Doğruluk grubundaki oyun kartları, yaşadığımız çağın karmaşık sorunlarını anlama, bilgilerimizi tartma ve bunların eğitimle bağını öğrenme amacı taşıyor.
Cesaret grubundaki oyun kartlarının amaçlarına ise bilgiden ziyade beyin fırtınası yapmak, muhabbet etmek ve dünyadaş bir ufka doğru bakmak dahil.